Turizm 4.0’dan bahsedenler, bu çok büyük bir tanım, bireysel ya da kurumsal projeleriniz ile içini dolduramazsınız! Çözdüğü sorun, ya da sağladığı fayda bir destinasyonu yeniden yaratmalı, hissedilir ekonomik katma değer kazandırmalı. İşte o zaman dijitalleşme diye ahgâm kesmenin bir anlamı olur.
Hep hayıflanırım, batı üretir biz kopyalarız ve öğünürüz. Ya da hasbelkader 3o yıl önce bir şeyi doğru yapmışızdır, hala onu konuşuruz. 30 yıl önce Nokia diye bir marka vardı, onun başlattığı hareket sayesinde çıkan yeni markalar, inovasyonları ile onuda silip yuttu. Emin olun, onun çıktığı mahallede de ilk cep telefonunu biz bulduk diye böbürlenenenler vardır, ama kimin umurunda…
Daha önceki birkaç yazımda dijitalleşmeyi biraz işledim, bu sefer okuyanlar ile birlikte kapsamlı bir hayal kurmayı deneyeceğim, bedava fikirler değer görmez ama, iz bırakır, ufuk açar.
KULLANICI DENEYİMLERİ KADAR POPÜLERSİNİZ
Sosyal Medya, pazarlamanın kurallarını değiştirdi, büyük veri (big data) insanların adımlarından çıkardığı anlamı, kaynak olarak elimize verdi, kör atışı yapmaktan kurtardı, pazarlama için harcanan varlıkları hedef odaklı hale getirdi. Fuarda dağıttığınız broşürleri fuar çıkışındaki çöplerde görmekten kurtardı. Öte yandan, yavaş yavaş aracılık devrini sonlandırıyor, alt bayiler (acenteler) yok olmaya yüz tuttu. Artık referans önemli, kullanıcı deneyimleri kadar popülersiniz. Buda o kullanıcıyı eşsiz bir pazarlama enstrümanı yapmıyor mu? İşte bu hayalimizin esas kahramanı kullanıcı (Turistik adıyla misafir).
Geçenlerde 77 yaşındaki annemin, telefonu ile aynada resmini çekip instagram’da paylaştığına şahit oldum. Bırakın o Z kuşağı hikayelerini, iyi anlaşılması gereken hikaye; cepteki telefonun gücü. Yaşa maşa bakmadan bütün hikayeyi o telefon yazıyor. Sadece kullanıcıların kabiliyetlerine göre hikayelerin yazıldığı defterler (mecralar) sınıflanıyor.
BİZE LAZIM OLAN, HİKAYELERİN BİZİM DEFTERİMİZE YAZILMASI
Bu kadar girişten sonra sadede gelmeye başlıyorum sonunda 🙂 Pazarlama için sosyal medyaya harcadığımız paralara karşılık birtakım analiz raporları görüyoruz, inanmak da zorundayız. Bu raporları bize sunan yapay zekanın görmek istediğimizi sunmak için kurgulandığına ihtimal vermeyiz. Reklamınızı gören, babasının telefonu ile oynayan bir çocuk da olabilir ama biz babasının demografik bilgilerine göre rapor alırız. Keza o reklamı gören kişi; bizim anlatmak istediğimize çok aykırı bir ruh halinde iken yakalanabilir reklama, atlatmak için ne yapacağını şaşırır, ve yine biz o kişinin demografik bilgilerine göre rapor alırız.
Öyleyse bir tane gerçek var, fiziken bir destinasyona ulaşmış gerçek kişi kadar hiçbir mecra reklamınızı yapmakta yeterince etkin olamaz! O kişi için, içinde bulunduğu anı değerlendirmek önemlidir. Hikaye üretmek için sebepler keşfetmek, andan keyif aldığını ifade ederek çevresine “iyi bir tercih yaptım” mesajını vermek kaçınılmazdır.
Tamda burada bizim hikayemiz başlar, o mesajları masrafsız bir şekilde dünyaya yayınlamak isteyen kişiye “gel benim gönderi yolum ücretsiz” dersiniz ve wi-fi ağınızı açarsınız. Bilirsiniz, ama bilmezden gelirsiniz; dünyada hiçbir şey ücretsiz değildir, değeri ne olursa olsun her şeyin bir bedeli vardır. Bizim de tek yapmak istediğimiz, soktuğumuz o yoldan (wi-fi ağından) bir daha ayrılmamasını sağlamak, işte hepsi bu kadar. Çünkü o yol aslında bizim defterimiz, kişinin nefes almasını bile izleyebileceğimiz eşsiz bir kapalı devre, imkanlar sınırsız.
Hani hep merak edersiniz ya, bir ürün hakkında konuşursunuz, ya da yazışırsınız ve sonra ilgili reklamlar karşınıza çıkmaya başlar, işte burada okuduğunuz hayal oraya kadar varabilir, ama önemli bir şeyi atlamayın; bunu globalleşmiş kapitalistlere yem olmadan başarmanın hayalini kuracağız şimdi.
BÜTÜN ŞEHİRDE (DESTİNASYONDA) AYNI Wİ-Fİ BİLGİLERİ OLSA NE OLURDU?
En başta Turizm 4.0 için büyük bir tanım demiştim, şimdi içini doldurma zamanı: Bir düşünün şimdi, Antalya’ya hava limanına indiniz, ilk defa kablosuz ağa bağlanıyorsunuz. Bağlanırken güvenlik gereği birkaç bilgi veriyorsunuz ve kendinizi ağa tanımlıyorsunuz. Ve bundan sonra bir daha hiçbir şekilde o şehirde wi-fi ağını değiştirmek zorunda kalmıyorsunuz, sürekli ağa bağlısınız ve ister otelinize gidin, ister pideci dükkanına, isterseniz berbere her yerde aynı ağ bilgileri ile mobil telefonunuz sürekli wi-fi ağı üzerinden İnternet’e bağlı. İşte telefonunuzda çoğu uygulama ilk yüklediğinizde onayınızı ister, konum bilginiz arka planda sürekli güncellensin mi, yoksa sadece uygulamayı kullanırken mi bilgi alsın diye. Bu sorgu o uygulamayı ücretsiz kullanmanızın bedelidir. Biz ise o konum bilgisini kişiden istemeyeceğiz ki!
Her cep telefonu kişinin adı kadar eşsiz (unique) bir kimlik bilgisidir. Telefon ile ağa kayıt olan bir kişi o telefonu yanında olduğu sürece gittiği her konumda kendisini bulunduğu konumun ağına tekrar tanıtır. Öyle bir şey ki, ağa giriş yaparken ismini kayıt ettirdiyseniz bir dükkanın kapısından girerken, kendi ismiyle, kendi diliyle bir robota hoş geldiniz anonsu bile yaptırabilirsiniz.
Kişilerin bulunduğu konumlar, o konumlarda geçirdiği süreler, tercihleri ya da hayat standartları hakkında bize çok fazla bilgi verir. Bir beş yıldızlı otelin villasında kalan bir müşteriye, sanayideki esnaf lokantasının reklamını yapmak istemezsiniz. Ya da sadece harcama gücü yüksek kitleye hitap eden bir Kulüp işletmesi sahibisiniz, ama o kitleye o anda ulaşmak imkansıza yakındır. Kimse bir Kulübe gitmek için takvimine not almaz, içinde bulunduğu anda karşısına çıkan fırsatları değerlendirir. Ya o kulübün işletmecisi olarak villaların dolu olduğunu bildiğiniz bir günde otelin kapısında bir limuzin bekletiyor olsanız?
Tatile gelmiş bir aile 14 gün geçirdiği bir otelin 5 tane Özel restoranında kaç defa yemek yer ve aynı otelde olmaktan ne kadar keyif alır? Ya etraftaki yürüme mesafesindeki başka bir otelin özel restoranına her gün 5 kişi başka otellerden ücretsiz misafir ediliyor bilgisine sahip olsa ve gittiğinde sanki otelin misafiri gibi ağırlandığı hissini yaşasa?
Tur şirketleri; her biri ayrı koldan personeli ile tur satışı yapmaya çaba gösteriyor, bir turun optimizasyonu yani doluluğu çok önemli, eğer acente müşterileri otellere dağınıksa hem tek tek otelleri gezip anlatmak ve doluluk sağlamak çok meşakkatli. Hele her şey dahil otel müşterisini de otelden çıkartmak ayrı bir çaba. Ya tur şirketleri mevcut boş bacaklarını, her daim satış yapılabilecek bir platforma koyarak tüm otel müşterisine duyursa?
Hayal kurmanın sınırı yok, bu kadar faaliyeti kurumsal olarak oluşturacağınız hiçbir platform ya da uygulama ile yapmanızın imkanı yok! Bu bir destinasyon kurgusu, bulunduğu sürede kişiyi o destinasyonun halkı haline dönüştürmek, eline bir e-devlet uygulaması vermekle mümkün. O uygulama yaptığı her faaliyetin bir tarihçesi, yapamayıp geride bıraktıklarını ilgisini çekmek için önüne getiren bir yapay zeka. Özel yerlere girişinde referans sağlayan VIP Gold Card.
BÜYÜK İŞLER BÜYÜK DÜŞÜNENLERLE BAŞARILIR!
Her ne kadar sizinle birlikte bir hayal kurduysam da, bu tür bir projenin verimli olmasını sağlayacak yazılım platformunu önerecek kadar, seçilecek wi-fi cihazlarının teknik özelliklerini söyleyecek kadar, telefondan okunacak hangi verinin veri tabanında hangi sütuna yazılması gerektiğini söyleyecek kadar, wi-fi ağı olmadan da IOT cihazlarla takibi devam ettirmenin yolunu söyleyecek kadar teknik bilgiye ve birazda kısıtlı beceriye sahibim. Dolayısıyla konuştuğum proje fikrinin neye mal olacağını, uygulamadaki zorluklarını, sektörü ikna etme yollarını bilen birisi olarak konuşuyorum.
Bu proje ancak Bakanlık, Valilik, Belediye düzeyinde bir otoritenin uhdesinde hedefine ulaşabilir. Bu projenin en önemli çözüm ortağı GSM operatörleri ve Internet Servis Sağlayıcıları olacaktır. Ancak projenin hayata geçmesi için Otel patronlarından oluşan bir babayiğit grubunun ortak mutabakat sağlayıp projenin savunucusu olması gerekir. Büyük düşünen 20 kişinin inancı bir destinasyonu 5 yıl içinde farklı bir geleceğe taşımaya adaydır.
Lütfen açık fikirlerinizle yorum yapın, bugün yapamasak da geleceğe iz bırakalım
Mustafa Üstünsöz